İsrafa Duyarsız Kalamayan Bir Adam

Aydın ili Efeler ilçesinde yaşayan 67 yaşındaki Hüseyin Istar, ekonomik zorluklar nedeniyle değil, vicdanını rahatsız eden israfı önlemek için çöp karıştırıyor. Çocukluğunun yokluk içinde geçtiğini ve bu nedenle gıdanın kıymetini bildiğini anlatan Istar, her gün çöplerden iki çuval ekmek topladığını söylüyor. Sadece ekmek değil; et, sebze, meyve, hatta hazır köfte gibi birçok gıda maddesinin çöpe atıldığını gözlemliyor. Bu durum karşısında duyduğu üzüntüyü dile getiren Istar, ihtiyacı olmasına rağmen, israfın önüne geçmek için bu eylemi gerçekleştirdiğini vurguluyor. Her gün tekrarladığı bu alışkanlığının kendisi için bir görev haline geldiğini, israfın boyutlarını görmekten duyduğu üzüntü ve vicdani rahatsızlığı hafifletmek için çabaladığını ifade ediyor. İhtiyacı olsa da olmasa da, israf karşısında duyarsız kalamadığını vurguluyor. Yaptığı iyiliğin de aslında bir israfın önüne geçmek olduğunu belirtiyor.

Özellikle Marketlerde Israf Yoğun

Hüseyin Istar, özellikle zincir marketlerin yoğun olduğu bölgelerde israfın daha da fazla olduğunu belirtiyor. Son kullanma tarihi yaklaştığı için veya küçük hasarlar nedeniyle birçok gıda maddesinin çöpe atıldığını gözlemliyor. Bu durum karşısında derin bir üzüntü yaşayan Istar, bu gıdaların ihtiyaç sahiplerine veya hayvan barınaklarına ulaştırılabilir olması gerektiğini savunuyor. Bu israfın önüne geçmek için çeşitli çözümler önerilmesi gerektiğine inanıyor. Çöpe atılan gıdaların, ihtiyaç sahiplerine veya hayvanlara ulaştırılması için sistemli bir düzenleme yapılmasının gerekliliğinin altını çiziyor. Toplumun her bireyinin bu konuda duyarlı olması ve israfı önlemek için elinden gelenin en iyisini yapması gerektiğini belirtiyor. İsrafın sadece maddi değil, aynı zamanda ahlaki bir sorun olduğunu ve toplum olarak bu konuda daha duyarlı olmamız gerektiğini ifade ediyor.

Hayvanlara Yardım ve Toplumsal Duyarlılık

Topladığı ekmek ve diğer gıda maddelerini çoğunlukla kendi çiftliğinde baktığı hayvanlarına veren Hüseyin Istar, israfın önlenmesi konusunda toplumsal duyarlılığın artması gerektiğini düşünüyor. Çocukluğundan beri yoksulluğu ve açlığı yakından tanıdığı için, gıdanın değerini çok iyi biliyor. Bu nedenle, gıda israfının kabul edilemez olduğunu vurguluyor. Toplumsal bir sorumluluk olarak gördüğü bu konuda, herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini savunuyor. İnsanların biraz daha dikkatli ve tasarruflu olmasıyla, israfın önemli ölçüde azaltılabileceğine inanıyor. Bu durumun sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda etik ve ahlaki açıdan da çok önemli olduğunu belirtiyor. Kendisi gibi daha fazla insanın bu konuda duyarlı olması gerektiğini vurguluyor.