Bursa'nın bir ilçesinde kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde bir araya gelerek şiddete karşı duruş sergilediler. Belediye ve Kent Konseyi iş birliğiyle düzenlenen basın açıklamasına çok sayıda kadın katıldı. Açıklamada, eşit, özgür ve şiddetsiz bir yaşam vurgusu yapıldı. Katılımcılar, kadınların toplumdaki değerinin altının çizilmesi gerektiğini ve şiddete karşı mücadeleye devam edileceğini dile getirdiler. Ayrıca, kadınlara yönelik desteklerin artırılması ve şiddetin önlenmesine yönelik çalışmaların hızlandırılması çağrısı yapıldı. Bu önemli günde bir araya gelen kadınlar, seslerini yükselterek şiddete karşı ortak bir mücadele verdiklerini gösterdiler. Etkinliğin ardından, katılımcılar düdük çalarak şiddete karşı duruşlarını bir kez daha dile getirdiler. Bu ortak eylem, toplumda farkındalık yaratmayı ve şiddete karşı tepki göstermeyi amaçladı.

Şiddete Sıfır Tolerans

Belediye Başkanı yaptığı konuşmada, "Hayattan kadın çıktığında geriye hiçbir şey kalmıyor" diyerek şiddetin kabul edilemezliğini vurguladı. Ülke genelindeki kadın cinayetlerine dikkat çeken Başkan, İstanbul Sözleşmesi'nin önemine değindi ve şiddetin sistematik bir sorun olduğunu belirtti. Kadınların toplumsal hayatta hak ettikleri değeri görmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, kadınlara yönelik sosyal destek hizmetlerinin sürdürülebilirliğinden bahsetti ve kadın sığınma evi projesinin hayata geçirilmesi için çalışmalara başladıklarını duyurdu. Bu konuda gizli çalışmaların sürdüğünü ve eşitlik için çaba gösterildiğini belirtti. Başkan, toplumsal eşitliğin sağlanmasıyla hayatın daha güzel olacağı görüşünü paylaştı ve kamu kurumları ve yerel yönetimlerin bu konudaki sorumluluklarına dikkat çekti. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için Türkiye genelinde daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

Kadın Dayanışmasının Gücü

Kent Konseyi Başkanı, 25 Kasım'ın Mirabal kardeşlerin anısına kutlandığını ve kadınların şiddete karşı mücadelesinin tarih boyunca süregelen bir mücadele olduğunu hatırlattı. Gazze ve Filistin'deki kadınların yaşadığı zorlukları örnek göstererek, şiddetin sadece ülke sınırlarını aşan evrensel bir sorun olduğunu dile getirdi. Ülke genelinde yaşanan kadın cinayetlerine dikkat çekerek, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun'un yetersiz kaldığını belirtti. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için, eğitim sisteminden kamu politikalarına kadar birçok alanda düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Erkek çocuklarına şiddetin kabul edilemez olduğu öğretilmesi ve kız çocuklarına kendi bedenleri ve hayalleri üzerinde söz sahibi olmanın yollarının gösterilmesi gerektiğinden bahsetti. Yerel düzeyde bir eşitlik eylem planının oluşturulması için çalışmalara başladıklarını ifade etti.

Eşitlik İçin Mücadele

Bir diğer Kent Konseyi Başkanı ise, kadın dayanışmasının önemini vurgulayarak, birlikte hareket etmenin gücüne dikkat çekti. Uludağ'daki örnekleri de hatırlatarak bölgede yaşanan sorunlara değindi. Kadınların hak ettiği eşitliği kazanmasının sadece kadınların değil, tüm toplumun özgürlüğü olduğunu belirtti. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir ayrıcalık değil, bir adalet meselesi olduğunu hatırlattı. 25 Kasım'ın sadece bir gün değil, şiddetsiz, özgür ve eşit bir yaşam için mücadelenin başlangıç noktası olduğunu dile getirdi. Kadın cinayetlerine, şiddete ve eşitsizliğe karşı her gün, her alanda ses yükseltmenin önemini vurguladı. Kadın dayanışmasının önemini bir kez daha hatırlatarak konuşmasını tamamladı.